Birçok Yaşlanma Teorilerinden Birine Bakış
Şanslılarsa, çoğu insan yaşlanma sürecini yaşamak için yaşar. Ancak yaşlanmanın nasıl işlediği konusunda birçok farklı teori var. Yaşlanmanın somatik mutasyon teorisi birdir. İşte teori genel bir bakış, ve diğer yaşlanma teorilerine bir bakış.
Somatik Mutasyon Teorisi
Bu teori, yaşlanmanın önemli bir parçasının, miras kalmamızı takiben genlerimize ne olduğu ile belirlendiğini belirtmektedir.
Konsantrasyon zamanından itibaren vücudumuzun hücreleri sürekli olarak çoğalır. Bir hücre bölünürse, bazı genlerin yanlış kopyalanması ihtimali vardır. Buna mutasyon denir. Ek olarak, toksinlere, radyasyona veya ultraviyole ışığa maruziyet, vücudunuzun genlerinde mutasyonlara neden olabilir. Vücut mutasyonların çoğunu düzeltebilir veya yok edebilir, ancak hepsinin değil. Sonuçta, mutasyona uğramış hücreler birikir, kendilerini kopyalar ve vücudun işleyişinde yaşlanma ile ilgili sorunlara neden olur.
Diğer Yaşlanma Teorileri
Tüm yaşlanma teorileri gibi, somatik mutasyon teorisi sadece bulmacanın bir parçasını açıklar. Tabi ki, gen mutasyonlarının zarara ve hatta ölüme yol açtığına dair kanıtlar vardır, ancak bunun yaşlanmada en önemli faktör olduğu söylenemez. Diğer teoriler şunları içerir:
- Ayrılma Kuramı: Bu teori, insanların yaşlandıkça, genç yaşta olduğundan daha az yaşamaya daha az maruz kaldıklarını ve yaşlanmaya katkıda bulunduğunu belirtmektedir. Bir kişi ile diğerleri arasındaki ilişkilerin yaşlandıkça kaliteden kopacak ya da değişecek olması kaçınılmazdır, çünkü yaşlanan kişi toplumdan çekilmiştir, ya da toplum onlardan geri çekilmiştir.
- Aktivite Teorisi: Bu teori, yaşlandıkça devam eden sosyal aktivitenin önemini vurgulamaktadır. Birisi artık işe yaramıyorsa ve zevk aldığı faaliyetlere ayak uydurmuyorsa, yaşlanma sürecini hızlandırabilir. Bununla mücadele etmek için, yaşlanmadan dolayı kaybolabilecek herhangi bir değişimin yerine yeni roller koymak için çaba sarf etmelisiniz: Örneğin, gönüllülük, torun için bakıcı olmak ya da yeni bir hobiyle uğraşmak hepinize yardımcı olabilir.
- Nöroendokrin Teorisi: Nöroendokrin sistem vücuttaki hormonların salınımını düzenler. Bu teori, insanlar yaşlandıkça, hormonların daha az etkin bir şekilde salındığını ve daha az etkili olduklarını ve bu durumun yaşlanmayı hızlandırdığını belirtmektedir.
- Serbest Radikal Teori : Bu teori, vücudumuzun yaşı olarak ortaya çıkan değişikliklerin çoğunun, vücuttaki DNA ve diğer süreçlere zarar verebilen serbest radikallerden kaynaklandığını ileri sürer.
- Membran Yaşlanma Kuramı : İnsanlar yaşlandıkça hücre zarları daha katılaşır, bu da normal işlevlerini engeller ve vücut hücrelerinde toksik maddelerin birikmesine yol açabilir. Bu teori, hücrelerin kimyasalları ve diğer zararlı ürünleri doğru bir şekilde transfer etmemesinin vücudun yaşlanmasına neden olduğunu ileri sürer.
- Mitokondriyal Düşüş Teorisi: Vücudun enerji üretmesine yardımcı olan hücrelerin mitokondrileri, Adenosin Trifosfat (ATP) oluşturma yeteneğini yitirirse, bu teoriye göre yaşlanma meydana gelir.
- Çapraz Bağlanma Kuramı : Çapraz bağlantı kuramı, bu gibi kimyasal değişikliklerin vücudunuzda gerçekleştiği ve yaşlanmaya yol açabileceği düşüncesidir. Zamanla, vücuttaki proteinler, DNA ve diğer yapısal moleküller, birbirine çapraz bağlantılar adı verilen uygun olmayan ekleri geliştirir. Bu çapraz bağlar biriktiğinde, dokuların daha sert hale gelmesine ve kötü çalışmaya ve yaşlanmaya katkıda bulunmasına neden olabilir.
> Kaynak:
> Fizyopedi. (nd). Yaşlanma teorileri.