Karpal Tünel Cerrahisinde Pillar Ağrısı ve Diğer Komplikasyonlar

Cerrahi karpal tünel sendromu için yaygın bir tedavi yöntemidir. Cerrahi ya geleneksel açık cerrahi ya da endoskopik minimal invaziv cerrahi olarak yapılabilir . Cerrahinin olası komplikasyonları vardır ve bu komplikasyonların şansı küçükken karpal tünel cerrahisi olan hasta bu olası riskleri anlamalıdır.

1 -

İnsizyon Ağrısı ve Ayağı Ağrısı
Bilim Fotoğraf Kütüphanesi / Getty Images

Kesi alanında ağrı özellikle endoskopik karpal tünel salınımı yerine geleneksel açık cerrahi sonrası sık görülür. Karpal tünel cerrahisi sonrası avuç içinde meydana gelen iki tip ağrı vardır: enine ağrı ve ayak ağrısı.

İnsizyonel ağrı doğrudan insizyon bölgesinde ortaya çıkar. Doğrudan insizyonda ağrı genellikle ameliyattan sadece günler veya haftalar sonra ortaya çıkar. İnsizyonun korunması, ağrının hafifletilmesine yardımcı olabilir ve karpal tünel cerrahisinden birkaç hafta sonra kaldırma veya kavramadan kaçınmak önemlidir.

Sütun ağrısı, avuç içi kalın kısımlarındaki insizyonun kenarlarında yaşanan acıdır, o zamana kadar uzamsal ve hipotenar olarak adlandırılır. Bu bölgelerde ağrı, transvers ligamentin karpal kemiklere (karpal tünelin oluşturulmasına) bağlandığı yerlerdir. Ayrıca elin avuç kasları burada bulunur. Pillar ağrısı, karpal tünel cerrahisinin daha sık görülen ve zahmetli bir komplikasyondur ve çözülmesi birkaç ay sürebilir.

Ayağa ağrı tedavisi, dinlenme, masaj ve el terapisini içerebilir. Ek cerrahi genellikle atar ağrısının tedavisi için etkisizdir.

2 -

Kalıcı Uyuşma ve Karıncalanma
BURGER / PHANIE / Getty Images

İnsanların karpal tünel cerrahisi sonrası kalıcı hissizlik ve karıncalanma semptomlarına sahip olmasının iki nedeni vardır. Bunun bir nedeni transvers karpal ligamanın tamamen serbest bırakılmamasıdır. İkinci neden ise karpal tünelde median sinire uzun süreli baskı varsa.

Transvers karpal ligamanın eksik bırakılması, median sinir üzerinde kalıcı bir basıya ve dolayısıyla kalıcı semptomlara yol açabilir. Bu komplikasyon endoskopik karpal tünel cerrahisinde daha sık görülür.

Uzun süredir karpal tünel sendromu olan bazı kişiler, karpal tünel serbest bırakma ameliyatından sonra bile kalıcı hissizlik ve karıncalanma geçirebilirler. Bunun uzun süredir devam eden kompresyon ve dolayısıyla daha önemli sinir hasarı sonucu olduğu düşünülmektedir. Aslında, bazı insanlarda sinir hasarı o kadar şiddetlidir ki, bu his asla normale dönmez. Bir EMG çalışması (sinir testi), ameliyattan önce sinir sıkışmasının şiddetinin belirtilmesine yardımcı olabilir.

3 -

enfeksiyon
bojan fatur / Getty Images

Enfeksiyon nadir görülen bir komplikasyondur, ancak hem açık hem de endoskopik karpal tünel cerrahisinden sonra hala bir olasılıktır. Kesim bölgesine gereken özen gösterildiğinden emin olmak için cerrahınızın talimatlarını dikkatli bir şekilde takip etmeniz önemlidir. Enfeksiyon olasılığını önlemek için atabileceği adımlar vardır.

Bazı notlarda, bazı cerrahlar antibiyotik kullanmayı tercih edebilirken, karpal tünel cerrahisi için rutin olarak gerekli değildir. Bir enfeksiyon meydana gelirse, antibiyotikler etkili bir tedavi olabilir ve bazen de cerrahi yaranın enfeksiyonunu temizlemek için ek cerrahi gereklidir.

4 -

Sinir Yaralanması
Echo / Getty Images

Karpal tünel cerrahisi sırasında medyan sinir veya dalların yaralanması nadirdir, fakat kesinlikle bir risktir. Sinir hasarı olasılığı, endoskopik karpal tünel cerrahisi ile biraz daha yüksektir.

Tipik yaralanma, sinirin küçük bir koluna ya başparmakın kaslarını (motor kolu) ya da elin avucuna (palmar kutanöz dalı) olan hissi kontrol eder.

5 -

Tekrarlayan Karpal Tünel Sendromu
Marcela Barsse / Getty Images

Karpal tünel cerrahisi sonrası tekrarlayan semptomlara sahip olmak mümkündür. Bu komplikasyon olasılığının yaklaşık% 10 ila 15 olduğu tahmin edilmektedir.

Ne yazık ki, bu problem başka bir cerrahi prosedürle ele alınsa bile, ikinci bir ameliyatın sonuçları ilk ameliyatın sonuçları kadar uygun değildir.

Alt Hat: Güvenli Bir Cerrahi, Ama Risk Altında Değil

Karpal tünel sendromu çok güvenli ve karpal tünel sendromunun tedavisinde çok etkilidir. Ancak, herhangi bir invaziv tedavide olduğu gibi, cerrahi riskler vardır. Bu riskler küçük olsa da, hastalar bu tedavinin olası komplikasyonlarını anlamalıdır.