Keloid Skarlarının Nedenleri Nelerdir?

Hangi Vücut Parçaları En Zarar Görebilir?

Keloid skarları, bir deri hasarının orijinal sahasının sınırının ötesine uzanan anormal skarlar olarak tanımlanır. Yara, ciltte hasarlı bölgelerdeki cildin kabarık ve kötü tanımlanmış bir büyümesidir.

Kim ve Risk Nedir?

Herhangi bir kimseye bir keloid yara izi gelmesine rağmen, bazı etnik gruplar bunları geliştirme riski daha yüksektir. Örneğin, Afrikalı Amerikalılar ve Hispanikler yüzde 16 daha hassastır ve keloid yara izleri, yüksek pigmentli etnik gruplarda Kafkasyalılara göre 15 kat daha sık görülür.

Vücudun bazı bölgeleri, üst kolun, üst sırtın ve sternumun deltoid bölgesi de dahil olmak üzere keloid skarlarına daha duyarlı görünmektedir. Kulak memeleri ve boynun arkası da yaygın bölgelerdir.

Nedenler

Keloid skarlarının neden veya nasıl oluştuğunun tam olarak anlaşılamamıştır. Cilt travması en sık görülen neden olarak gözükmektedir, ancak yara izleri de belirgin bir sebep olmaksızın oluşabilir. Cilt ya da kas gerginliği, oluşumlarının en yaygın bölgelerinde (üst kol ve sırt) kanıtlandığı gibi keloid oluşumuna katkıda bulunur gibi görünmektedir. Ama bu tam hikaye olsaydı, elin avuç ya da ayak tabanları gibi diğer sitelerin de aynı derecede savunmasız olmasını beklerdiniz; Ancak, bu durum böyle değil.

Bir yara bölgesinde enfeksiyon , aynı bölgeye tekrarlanan travma, deri gerginliği veya bir yaradaki yabancı cisim de faktör olabilir. Keloid skarlaşmanın genetik bir bileşeni gibi görünmektedir: Ailenizden birinin keloid olması durumunda riskli olduğunuz bilinmektedir.

Keloid skarlaşmasının nedenleri için diğer teoriler melanosit hormonunda (MSH) bir eksiklik veya fazlalığı içerir; olgun kollajen ve artan çözünür kollajen yüzdesi azalmıştır; ya da çok küçük kan damarlarının tıkanması ve sonuçta ortaya çıkan oksijen eksikliği.

Net bir teori eksikliği, durumun anlaşılmasının eksikliğini gösterse de, sebebi bulmak için bazı çalışmalar yapılmaktadır.

Kesin nedenlerin belirlenmesi, gelecekte daha iyi önleyici ilaç ve daha etkili tedaviler anlamına gelecektir. Ancak, hastaların yeterli şekilde takip edilmesi, tedaviden net bir şekilde kesilmemesi ve genel olarak çok az sayıda çalışma olması gibi birçok sorun vardır. Hepsi bir tedavi için aramayı engelliyor.

Önleme?

Gerçek şu ki, keloid skar oluşturarak tepki gösteren bir tür cilde sahip olmanız talihsiz bir durum varsa yapabileceğiniz çok az şey olabilir. Herhangi bir yarayı temiz tutarak iyileşme sürecine yardımcı olabilirsiniz ve daha önceki deneyimlerden ya da aile bağlantısından dolayı hassas olduğunuzu biliyorsanız, ekstra risk almaktan kaçınabilirsiniz. Pirseler veya dövmeler yapmayın ve ameliyat edecekseniz doktorunuza söyleyin.

Yüksek bir nüks oranı vardır: yüzde 50'ye kadar. Bazı doktorlar, son derece pigmentli insanların, güvenli tarafta olmak için dövmelerden ve piercinglerden kaçınmaları gerektiğini söylüyorlar.

tedavi

Keloid skarları için üç tedavi seçeneği vardır:

Keloid Skarları İçin Cerrahi Tedavi

Bu, mevcut tedavi biçimlerinin en etkili ve en az karmaşık olanıdır, ancak nüks oranının yaklaşık yüzde 50 olduğu düşünülmektedir.

Lazerler, bıçak cerrahisine alternatif olarak denenmiştir ancak şimdiye kadar sonuçlar daha iyi değildir.

Keloid Skarları için Cerrahi Olmayan Tedaviler

İnterferon tedavisinin ( bağışıklık sistemi üzerinde etkili olan ilaçların) keloid skarlaşmasının azaltılmasında etkili olduğu bildirilmiştir; Bununla birlikte, önemli yan etkileri vardır. Örnekler toksisite, grip benzeri semptomlar, depresyon, mide bulantısı ve kusmadır.

Skar dokusunun uzun süreli kompresyonu teorik olarak keloid skarlarını yumuşatıp parçalayabilir, ancak bu seçeneğin pratikliği keloidin konumuna bağlıdır. Halen değişen sonuçlarla denenmekte olan diğer cerrahi olmayan girişimler antihistaminler, vitaminler, azot hardalı, Verapamil ve retinoik asitlerdir.

Keloid Scarring için Kombine Tedaviler

Bir seçenek, ameliyat sırasında ve bir ay sonra ikinci enjeksiyon sırasında bir çift steroid enjeksiyonla birlikte skar dokusunun cerrahi olarak çıkarılmasını içerir. Bununla birlikte, bu tip bir tedavi çeşitli olarak yüzde 50 ila 70 arasında bir rekürrens oranı olarak bildirilmiştir.

Başka bir seçenek, ameliyatı harici tip radyoterapi ile birleştirir. Radyasyon, cilt büyümesi (fibroblastlar) ve kollajen üretimi ile etkileşime girme etkisine sahiptir. Araştırma, hangi tür kombinasyon terapisinin daha etkili olduğuna göre değişir.

Hem radyoterapi hem de steroid ilaçların yan etkileri vardır, bu nedenle doktorunuzla en etkili tedaviyi tartışmanız gerekir. Her iki tedaviden önce de, ikinci bir fikir edinmeye değer olabilir.