Atriyal Septal Defekt (ASD) Açıklandı

Bir atriyal septal defekt veya ASD, yaygın bir doğumsal kalp problemi olan “kalpte bir delik” olarak bilinir. Genellikle çocuklarda bulunurken, sorun yetişkinliğe iyi gelmeyebilir.

ASD'deki defekt, sağ atriyumu ve sol atriyumu ayıran kas duvarı olan atriyal septumdaki bir deliktir. Normal bir kalpte, sağ taraf, oksijende kanı zayıflatır ve sol taraf, oksijenlenmiş olan kanı pompalar.

Kusur, iki kan türünün karışmasına izin verir, bu da daha az oksijen taşıyan vücutta dolaşan kanın ortaya çıkmasına neden olur.

Doğmuş her 1000 bebeğin yaklaşık 4 ila 8'inde mevcut olan bu tip kusur, şiddetlidir. ASD ne kadar büyükse, yorgunluk ve nefes darlığı gibi semptomlar artar.

Türleri

Atriyal septal defektler üç kategoriye ayrılır. Her bir kusur tipi içinde, şiddet değişebilir. Küçük veya büyük olabilir ve cerrahi müdahale gerektirmeden cerrahi veya yakın gerekebilir. Kalp probleminin şiddetini sadece bir kardiyolog veya kardiyotorasik cerrah belirleyebilir.

Nedenler

ASD'nin açık bir nedeni yoktur, ancak bazı faktörler kalp problemini daha olası hale getirir. Bazı çalışmalar çelişkili bilgiler göstermektedir.

Örneğin, bir çalışma hamilelik sırasında annenin sigara içmesinin atriyal septal defekt riskine yol açabileceğini, diğeri ise riskin artmadığını göstermektedir. İlginç olan şey, her iki ebeveynin de, bir yaşam tarzı tercihleriyle bir ASD geliştiren bir çocuğun risklerine katkıda bulunabilmeleridir.

İçeren faktörler

Belirti ve bulgular

Birçok ASD küçüktür ve eğer varsa, birkaç belirtiye neden olur. Birçok durumda, bir kalp kusuru, bir kusurun mevcut olduğunun tek işareti olabilir. Diğer durumlarda, semptomlar şiddetli olabilir. Bu büyük ölçüde kusurun büyüklüğüne bağlıdır. Bu problemlerin çoğu, kusur uzun yıllar boyunca ortaya çıkana kadar, yetişkinliğe kadar sıklıkla fark edilmeden ortaya çıkmaz. Çocukların belirtileri gösterme olasılığı daha azdır.

Kaynaklar:

> Atriyal Septal Defekt. Teksas Devlet Sağlık Hizmetleri Bölümü.

> Kalpteki Delikler Nelerdir? Ulusal Kalp Akciğer ve Kan Enstitüsü.